ÖĞ-DER’den 28 Ülke Büyükelçisine Protesto ve Uyarı Mektubu

Sayın Büyükelçi,

Umarım sağlık ve afiyet içerisindesinizdir. Zira bu günümüzde sağlık ve afiyet içerisinde olabilmek en önemli husustur.

Sizlerin de bildiği üzere dünya gündemi Filistin’deki savaştır. İsrail’in 75 yıldır süren ve iki aya yakındır artarak devam eden saldırıları bu gündemin ana konusudur. Bu süre zarfında İsrail’in Filistin halkına uyguladığı soykırım niteliğindeki hunharca saldırıları bir insan olarak bizleri derinden etkilediği gibi sizleri de etkilediğini düşünüyoruz. Herkes yalan söyleyebilir ve her şey yanıltabilir ama 1948'den beri Filistin'in toprağını gösteren harita asla yalan söylemez, yanıltmaz. Nitekim haritalar İsrail'in devamlı toprak gasp ederek işgalci olduğunu açıkça göstermektedir. Ümit ediyoruz ki bu saldırılar durdurulur; en kısa sürede barış sağlanır ve Filistinliler başta olmak üzere dünya halkları kendi topraklarında huzur içinde yaşama haklarına kavuşurlar.

İslam, barış dinidir ve hiçbir Müslüman savaşı barışa tercih etmez. Müslümanlar ancak ve ancak sizlerin de savunuculuğunu yaptığınız hak ve özgürlükleri için zorunlu olarak savaşırlar ve bu savaş iyiliklerin hakim olması, kötülüklerin yok olması, zulümlerin kaldırılması adına yapılır. Şu an Filistinliler ve Hamas da Gazze’de bu mücadeleyi vermektedirler. Hamas, demokratik seçimle işbaşına gelmiş bir hükümettir ve kendi halkının özgürlüğü ve vatanlarının kurtuluşu için mücadele etmektedir. Bu kadar gün geçmesine ve İsrail’in tüm maddi üstünlüğüne rağmen mücadelelerini sürdürüyorlar. Kesin hedeflerinin ya zafer ya da şehadet olduğu net bir şekilde ortadadır.

Peki biz bu mektubu size neden yazıyoruz?

İsrail’in her türlü uluslararası hukuku hiçe sayıp kendince oluşturduğu bahaneyi sebep sayarak işlediği insanlık suçuna ülkenizin de destek verdiğini veya sessiz kaldığını hatırlatmak içindir. Tarih İsrail’i soykırımla tescil ederken sizi de bu soykırıma destekçi olarak anacaktır. Bir hatırlatma olarak bu mektubu kaleme aldık. Yönetiminizin bu insanlık suçuna sessiz kalması bu mektubumuzun temel sebebini oluşturmaktadır.

AB ülkeleri olarak savunuculuğunu yaptığınız hak ve özgürlükler adına önünüzde önemli bir fırsat durmaktadır. Zira AB ülkelerinin hak ve özürlüklerin savunuculuğunu yaptığı iddiası herkesçe malumdur. Bu savaşın körükleyicisi olmak değil barışı sağlayacak çalışmaların yapılması esas olmalıdır. Kendilerini zafere veya şehadete adamış insanların karşısında İsrail’in bu savaşı kazanamayacağı aşikardır. Bu noktada, zaman kaybetmeden barışın sağlanması için çaba göstermeye başlamanız şahsınızı ve ülkenizi yaşanan bu soykırımın ortağı olarak anılmaktan kurtaracağına inanıyoruz.

Bu savaşta İsrail’i destek vermeye devam etmenizin veya bu soykırıma sessiz kalmanızın ekonomik ve sosyal yaşam olarak toplumunuzun da yaşam kalitesini aşağıya çekeceği açıkça görülmektedir. Bir eğitimci olarak ifade ediyoruz ki, bu savaşta İsrail’e verilen desteğin veya bu soykırıma sessiz kalmanın yaşatacağı ekonomik ve sosyal sorunlar daha sonra çocuklarınızın “İsrail zaliminin ortağı soykırımcı” ithamlarının muhatabı olarak vicdanen yaşayabileceği sıkıntılar karşısında çok önemsiz kalacaktır.

Soykırım suçu işleyen İsrail’in makul bir devlet aklına ihtiyacı vardır ve bu akıl ile ancak bu soykırım sona erdirilebilir. Aksi halde tüm dünyada olduğu gibi sizin ülkenizde de anti-semitizm fikri daha da artacak ve hiçbir Siyonist yahudi yaşadıkları ülkelerde güvende olamayacaktır. Sizlerin de şahit olduğu üzere Müslüman olsun veya olmasın tüm dünya halklarının İsrail’i bu konuda suçlamaları bu işin mutlaka ve mutlaka işgal kuvvetlerinin aleyhine sonuçlanacağını göstermektedir. Dünya halklarının bu sabırlı uyarılarını dikkate almanız başta ülkenizin ve tüm dünya ülkelerinin faydasına olacaktır.