Şuurlu Öğretmenler Derneği'nin Afyon Eğitim Kampında, genç nesillerin ahlak ve maneviyat çizgisinde yetiştirilmesinin önemi üzerinde durulurken, ahlak yoksunu televizyon dizilerinin milletin dini değerlerini hiçe sayarak nesilleri ifsat ettiği vurgulandı.
Şuurlu Öğretmenler Derneği Genel Merkezi Geleneksel 10.Eğitim Kampı Afyon May Termal Otel'de düzenlendi. İki gün sürecek programın birinci günü davetlilere hitaben konuşan ÖĞ-DER Genel Başkanı Numan Gökmen, İslam coğrafyası zulüm altında inlerken eğitimcilere düşen en önemli görevin teşkilatlı bir şekilde çalışarak, ahlak ve maneviyat sahibi nesiller yetiştirmek olduğunu söyledi. Danışma Kurulu Başkanı Hamdi Sürücü, televizyonda yayınlanan aile dizileriyle ilgili olarak, "Aile dizisi dedikleri dizilerde ne kadar aile ne kadar edep var? Televizyon kanallarında ahlaksızlığın ve edepsizliğin zirve yaptığı diziler yayınlanıyor. Bu dizilerle aileler batırılıyor, nesiller ifsat ediliyor." dedi.
Çeşitli akademisyen ve eğitimcilerin sunumlarıyla zenginleşen ÖĞ-DER 10. Eğitim Kampı'na yüzlerce eğitimci hanım ve çocuklarıyla birlikte iştirak etti. Eğitim kampında eğitimciler konuşmalardan istifade ederken, ailecek dinlenme imkanına kavuştu.
ÖĞ-DER Genel Başkanı Numan Gökmen, programın açılışında yaptığı konuşmada İslam coğrafyası zulüm altında inlediğini ve bilhassa Gazze'de adeta bir soykırım yaşandığını söyledi. Gökmen İslam ülkelerinin bu duruma sessiz kalmayıp, etkili tavırlar göstermesi gerektiğini söyledi. Hal böyle iken eğitimcilere düşen en önemli görevin teşkilatlı bir şekilde çalışarak, ahlak ve maneviyat sahibi nesiller yetiştirmek olduğunu söyledi. Gökmen konuşmasını şöyle sürdürdü; " Yıllardır kangren haline gelmiş olan okullarımıza kadar sirayet etmiş olan madde bağımlığı, teknoloji bağımlılığı ve ahlaki değerlerin yitirilmesi sonucunda toplumumuz hızla batı tipi toplum haline dönüştürülmüştür. Eğer biz kendi öz değerlerimize dönük çalışmalar yapamazsak bundan millet olarak hepimiz zarar göreceğiz. Şuurlu Öğretmenler Derneği olarak öğretmenlerimizin ve ailelerinin desteğini yanımızda görmek istiyoruz. Eğitim kampları vesilesiyle yurdun dört bir yanından katılan eğitimciler ve onların aileleriyle birlikte ahlak ve maneviyat ölçüsünde geleceğe dair hazırlıklarımızı yapıyoruz."
Danışma Kurulu Başkanı Hamdi Sürücü eğitim kampında Niçin ÖĞ-DER konulu bir konuşma yaptı. Sürücü, yer yüzünde adaletin yerleşmesi için adil bir eğitim sistemine ihtiyaç olduğunu söyledi. Gazze’de Siyonist İsrail'in kadın, çocuk demeden bir katliam yaptığını ve bunu yaparken kendi inançlarından ve kendi inançlarına uyan eğitim sistemleri gereği yaptıklarını belirtti. Sürücü konuşmasına şöyle devam etti: " Bizler, insanların iyi olması için çalışmalıyız. İyi insan başkasına faydalı olan insandır. Başkasına faydalı olmayan insan iyi insan olamaz. Merhamet sahibi nesiller yetiştirmeliyiz. Bütün canlılarda var olan bir duygudur merhamet. En merhametsiz varlık, aklını nefsinin emrine veren insandır. Oysa aklını imanın emrine veren insan en merhametli insandır. Bu yüzden yeryüzünü ifsat eden değil, imar eden hayırlı nesiller yetiştirmek mecburiyetindeyiz."
Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Gündüz programda, Osmanlıdan Günümüze Modern Eğitim Gerçeği konulu bir konuşma yaptı. "16.yüz yılda iki önemli gelişme oldu. Sömürgecilik ve Misyonerlik gelişmeleri oldu. Misyonerlik ile sömürgecilik birbiriyle örtüşen iki gelişmeydi. Egemen güçler bütün dünyanın Hristiyanlaştırmaya çalıştı. Daha sonra Kilisenin hakimiyeti yerine kendi hakimiyetlerini halk üzerinde kurmak isteyen bir burjuvazi kesim ortaya çıktı. Yeni tüccarlar, yeni şirketler, ekonomik gelişmeler modern devleti ortaya koydu." diye konuşan Gündüz modern devletlerin modern bir eğitim sisteminin oluştuğunu söyledi. Modern eğitim sistemlerinin dinle barışık olmayan bir eğitim sistemi olduğunu vurguladı. Gündüz konuyla ilgili olarak şunları açıkladı: "Modern eğitim sistemi zorunlu olacak. Görünüşte ücretsiz bir eğitim, devlet toplumdan farklı vesilelerle vergi alacak. Bu eğitim karma olacak, laik olacak, merkezi eğitim olacak. A dan Z ye devletin kontrolünde olacak, bundan kimsenin vazgeçmemesi sağlanacak. Modern devlet hiçbir ilhamını, kuramını dini, ilahi bir merci ile ilişkilendirmek istemiyor. Dine dair bir anlayışın sistemin içinde olmasını istemiyor. Modern devlet İlahi olandan daha ilahi, tanrıdan daha tanrıcı davranmaktadır. Devlet çocuklar üzerinde her türlü tasarrufa sahiptir. Aşısını yaptırmadığınızda, okula göndermediğinizde devlet elinizden alıp istediği gibi yetiştirme hakkına sahip.
Eğitim iyi kullanıldığında tıpkı bir atom gibi olağanüstü imkanlar sunan bir şeyken, kontrol edilmediğinde insanlığı vuran bir silaha dönüştüğünü ifade eden Prof. Dr. Mustafa Gündüz, Osmanlıdaki modern eğitimde bir taraftan Akaid okutulurken, diğer taraftan Darvin teorisi işlendiğini, Abdulhamid'in tahttan indirilişinin bu anlayışla yetişen Jön Türkler eliyle olduğunu dile getirdi. Gündüz daha sonra şunları söyledi: "Yeni nesillerin sağlam bir niyete ve iradeye sahip olması lazım, kendine güvenmesi lazım. Kompleks içinde olmaması gerekir. İnternete bağlılık, spor vb. konularda sözümüz geçmiyor gençlere. İradesini kullanmayan nesiller televizyonun, modern dünyanın esiridir. İrade terbiyesini de sağlayabilecek en önemli eğitim mekaniği sağlam olan bir din eğitimidir."
ÖĞ-DER Genel Merkez Tanıtma Komisyon Başkan Yardımcısı Nizamettin Kars eğitimcilere "Siyasi Zihniyetlerin Stratejileri" konulu bir konuşma yaptı. Bugün Dünyada Firavunî bir sistem hüküm sürdüğünü, çağ, coğrafya ve insanlar da farklı olsa da Dünyada Firavun zihniyetinin hep aynı kaldığını vurguladı. Kars bu konuda şunları söyledi: "Adetler aynıdır, sadece kullanılan aletler farklıdır. İnsanlar kendilerini yaratan tanrıya inanmayı bırakıp kendileri tanrılar yarattılar. İşte Hak ve Batıl ayrımı tam da burada ortaya çıkıyor. Nemrut bir İbrahim doğmasın diye, Firavun bir Musa doğmasın diye çocukları katlediyordu. Bugünün zalimleri de Bir İbrahim, bir Musa çıkmasın diye çocukları katlediyorlar. Gazze Müslümanların kanayan yarası."