Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'a yönelik sosyal medyada yapılan linç girişimlerini şiddetle kınıyor, şu mübarek Ramazan-ı Şerif ayında kendi fikirlerini değil, Kur'an'ın hükümlerini beyan eden Ali Erbaş Bey'in yanında olduğumuzu bildiriyorum. Kimsenin Kur’an’ı Kerim'in hükümlerine "Çağlar ötesinden gelen ses" diyerek onun şahsında İslam’a hakaret etmeye hakkı yoktur.
Gerek Dünyanın gerekse ülkemizin “pandemi” ile mücadele ettiği şu günlerde millî birlik ve beraberliğe daha çok ihtiyacımız varken birileri puslu havayı fırsat bilerek zina, eşcinsellik ve benzeri konularda İslam'ın yasakladığı en temel hükümlere, yani İslam'a olan düşmanlığını açıkça sergilemekten geri durmuyorlar. Zinanın, eşcinselliğin haram olduğunu ve bu haramların topluma verdiği zararları Sayın Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş söylemeyecekse kim söyleyecek? Elbette yetkili olan kurum bu konuda söylemesi gerekeni söylemiştir. Kimse Sn. Erbaş’ın konuşmasını bahane ederek Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya kalkışmamalıdır.
Zina ve Eşcinselliğin aile ve topluma verdiği zararlar apaçık ortadayken birileri insan hakları bahanesiyle Kur’an’ı Kerim'in açık hükümlerine aykırı beyanatta bulunup, Müslüman toplumun huzurunu bozmaya yelteniyor. Bu gerici güruh; hükümetin 2004 yılında zinayı serbest bırakan çalışmasından, 6251 sayılı kanunla İstanbul sözleşmesinin uygulamaya konmasından ve 6284 sayılı yasayla ahlaksızlıkların önündeki tüm engeller kaldırılmış olmasından güç alarak bu kadar rahat davranmaktadırlar.
Avrupa Birliği'ne girme hayaliyle yapılan bu kanunî düzenlemeler bin yıllık inancımıza, ahlakımıza, kültürümüze ve aile yapımıza yapılan suikastlardır.
Zina ve eşcinsellik gibi zafiyetlere yol veren, toplumun temeli olan aileyi tarumar eden, ailenin ruhu olan kadını aşağılayan bu yanlış kanunî düzenlemelerin bir an önce değiştirilmesi gerekir.
Milletimizden beklentimiz; Diyanet İşleri Başkanı Sn. Ali Erbaş’a açıklamalarından dolayı sahip çıkıp desteklerken, Sn. Başkanın karşı çıktığı bu ahlaksızlıkların temelini oluşturan kanunî yanlışlıkların düzeltilmesini de istemeleridir.
Buradan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey'e sesleniyorum: Zina konusunda "Yanlış yaptık", bu konuda gerekli düzenlemeler yapılması lazım demiştiniz. Gelin bu yanlış çok gecikmeden düzeltilsin. Zina eskiden olduğu gibi suç kapsamına alınsın. Aynı zamanda bu milletin değerleriyle taban tabana zıt olan İstanbul Sözleşmesi de iptal edilsin. Aksi takdirde AB uğruna çıkartılan bu kanunların yaptığı ve yapacağı tahribat ile aile mefhumu tarihe karışacaktır.
Hamdi SÜRÜCÜ
Genel Başkan